Bebekler Ne İster?
Mart 2010
Kendimi hep bebekleri ve çocukları anlayan biri olarak gördüm. Onlarla ilişkim her zaman oldukça iyiydi. Özellikle büyük ve çok çocuklu bir ailem olduğu için de şanslıydım. Ailede bebekler hiç eksik olmazdı. Ayrıca bebekleri ve çocukları (özellike 6 yaşına kadar) o kadar ilginç, öğretici ve eğlenceli buluyorum ki, bu merakım da onlarla iyi iletişim kurmamda yardımcı oluyor sanırım.
Bana göre bebekler birbirinden çok farklı fiziksel ve kişilik özelliklerine sahip duyarlı küçük insanlar. Onlara saygı duyuyor, çok değer veriyor ve seviyorum. Çünkü herbirinin ne kadar meraklı, hayata bağlı, anda yaşayan, kuvvetli istekleri ve dürtüleri olan çok değerli varlıklar olduğunu görebiliyorum.
Siz de bebeğinizin sıradışı olduğunu düşünüyorsanız, haklısınız,. Çünkü öyle. En yakını olarak bunu belki sadece sizin farketmeniz de çok doğal. Ona olan bu inancınızı yitirmeyin. Çünkü bebekler onlara inanılmasını ister.
Bir çok insan için bebekler sadece bol ağlayan ve iletişim kurulamayan oyuncaklar.
Onlar ağlıyorlar çünkü bu onların iletişim kurmasının yollarından biri. Ayrıca kendi değerlerinin farkında olarak geliyorlar ama biz onları dinlemezsek bir noktada er ya da geç değersiz olduklarına ikna olup susmayı öğreniyorlar ya da bazen sadece isyan etmek için daha da çok ağlıyorlar.
Ağlarken bebeklerin gizli gündemleri yoktur. Bazen duyuyorum; “ağladığında kucağına alma şımarır”, “sallama alışır”, “ağlasın susar”, “karnı tok, altı temiz, uykusunu aldı şımarıklık yapıyor”, “sizi parmağında oynatır dikkat edin”. Bebeklerden korkan bir toplum muyuz diye düşünmeden edemiyorum. Onlardan gelen sinyallere açık olmazsak nasıl kendilerini tanımalarını, kendilerine değer vermelerini ve kişiliklerini oluşturmalarını bekleyebiliriz? Bebekler konuşana kadar ki o çok önemli süreçte belki görünürde sadece ağlayarak ama o kadar iyi iletişim kuruyorlar ki, dinlemesini bilirsek. Çünkü onlar sadece anda yaşadıkları için ne hissetiklerini ve neye ihtiyaçları olduğunu hissediyorlar ve ifade ediyorlar. Onlar için acı, korku, sıkıntı, üzüntü, yalnızlık…vs ölüm kalım meselesi. Evet. O anda dertlerine çözüm istiyorlar çünkü erteleme lüksleri yok, ertelemeyi henüz bilmiyorlar. Seslerini duymazsak onlarda kendi sesini duyamayan kayıp nesiller haline gelecekler.
Bebekler sadece hakları olan şeyleri isterler.
Bu durumda ben de bebek avukatlığına soyundum; o sebeten burada bebek haklarını yazmaya başlıyorum, lütfen siz de aklınıza gelenleri do-um@do-um.com adresinden bana yollayın, listeyi geliştirelim.
Bir bebek olarak benim;
· Her ağladığımda ilgi görmeye hakkım var.
· Her korktuğumda birinin yanımda olduğunu bilmeye hakkım var.
· Her yanlız hissettiğimde birinin bana sarılmasına hakkım var.
· Her acıktığımda hemen doyurulmaya,
· Her uykum geldiğinde güvenli ve sakin kollarda uyutulmaya,
· Kirli hissettiğimde temizlenmeye hakkım var.
· Ben ne yaparsam yapayım ya da yapamayım, ne olursam olayım ya da olmayayım karşılıksız sevilmeye hakkım var.
· Korunmaya ve özen gösterilmeye hakkım var.
· Ben söylediklerinizden değil, gösterdiklerinizden, davranışlarınızdan öğrenirim. Beni okşarsanız bunun değerini anlarım, bana gülümserseniz bunu görürüm ve size karşılık veririm, Ağladığımda orda olur ve beni anlarsanız ben de kendime değer vermeyi öğrenirim ve sonra benim dışımdaki şeylere değer vermeyi öğrenirim. Hayata değer vermeyi böyle öğrenirim.
Bir bebek olarak benim değerli olduğumu bilmeye hakkım var.
Bana haklarımı verin yoksa ben avazım çıktığı kadar bağırıyorum…
Lütfen sesimi duyun, ben bir bebeğim ve yaşamam size bağlı.
Nur Sakallı
Doğuma Hazırlık Eğitmeni