Dünyadan bir örnek

Almanyada doğuma katıldığım bir hastanede doğal doğum kliniği vardı ve sadece ebeler doğuma eşlik ediyordu. Doktorlar gerekirse çağrılıyordu. Geniş koridorları olan, etrafta ailelerin olduğu bir yerdi. İçerisinde kocaman bir küvet bulunan, geniş bir odada kaldık bütün süreç boyunca. Odanın renkleri yumuşak tonlardaydı ve etrafta buranın bir hastane olduğunu belirten hiçbirşey yoktu(ta ki bir ebe arada bir malzeme almak ya da bir alete, spesifik aydınlatmaya ulaşmak için bir dolabı açana kadar). Küvetin yanında doğal yağlar, tavandan sarkan hamaklar ve ipler. Odaya  anne adayı istediği herkesi alabiliyordu, doğumun onun işi o ortamın da sahibinin o kadın olduğu konusunda nettiler. Odanın ortasında en az 2mx2m ye bir aile yatağı vardı. Yanında sürekli olarak eşi, doulası ben ve özel ebesi ve hastanedeki ebelerden ikisi girip çıkıyordu. Hastane ebeleri mesaiyle çalıştığı için süreçte iki kez değişti. Katıldığım doğumun sonunda o kadar yorgunduk ki eş, anne, yeni bebek, ilk çocukları ve doula olarak ben de o kocaman yatağa uzandık ve 2 saat uyuduk.  Doğum sonrası için aynı hastanede ailelerin kaldığı apart odalar vardı, bütün aile destek için gelen kim istiyorsa o odalarda kalabiliyordu en az bir hafta kadar. Ebeler kontroller için ya kliniğe çağıyor ya da gidip bu apart odalarda anne ve bebeğin kontrollerini yapıyorlardı. Bizim durumumuzda herşey yolunda gittiği için doğumdan bir kaç saat sonra eve döndük. Çünkü o apart odalar doluydu, diğer seçenek de toplu odalarda kalmaktı, bu duruda odaya hiç ziyaretçi bile alınamıyordu çünkü onlarca anne ve yeni doğmuş bebek bir aradaydı, biz evi tercih ettik. 

Dikkatimi çeken diğer bir şey de bütün klinikte etrafta bolca gördüğünüz bebek yataklarıydı. Aile yatağına tamamen yandan yapışabilen üzeri cici bir perdeyle örtülü yataklar.
Dünyadan bir örnek
Almanyada doğuma katıldığım bir hastanede doğal doğum kliniği vardı ve sadece ebeler doğuma eşlik ediyordu. Doktorlar gerekirse çağrılıyordu. Geniş koridorları olan, etrafta ailelerin olduğu bir yerdi. İçerisinde kocaman bir küvet bulunan, geniş bir odada kaldık bütün süreç boyunca. Odanın renkleri yumuşak tonlardaydı ve etrafta buranın bir hastane olduğunu belirten hiçbirşey yoktu(ta ki bir ebe arada bir malzeme almak ya da bir alete, spesifik aydınlatmaya ulaşmak için bir dolabı açana kadar). Küvetin yanında doğal yağlar, tavandan sarkan hamaklar ve ipler. Odaya  anne adayı istediği herkesi alabiliyordu, doğumun onun işi o ortamın da sahibinin o kadın olduğu konusunda nettiler. Odanın ortasında en az 2mx2m ye bir aile yatağı vardı. Yanında sürekli olarak eşi, doulası ben ve özel ebesi ve hastanedeki ebelerden ikisi girip çıkıyordu. Hastane ebeleri mesaiyle çalıştığı için süreçte iki kez değişti. Katıldığım doğumun sonunda o kadar yorgunduk ki eş, anne, yeni bebek, ilk çocukları ve doula olarak ben de o kocaman yatağa uzandık ve 2 saat uyuduk.  Doğum sonrası için aynı hastanede ailelerin kaldığı apart odalar vardı, bütün aile destek için gelen kim istiyorsa o odalarda kalabiliyordu en az bir hafta kadar. Ebeler kontroller için ya kliniğe çağıyor ya da gidip bu apart odalarda anne ve bebeğin kontrollerini yapıyorlardı. Bizim durumumuzda herşey yolunda gittiği için doğumdan bir kaç saat sonra eve döndük. Çünkü o apart odalar doluydu, diğer seçenek de toplu odalarda kalmaktı, bu duruda odaya hiç ziyaretçi bile alınamıyordu çünkü onlarca anne ve yeni doğmuş bebek bir aradaydı, biz evi tercih ettik. 

Dikkatimi çeken diğer bir şey de bütün klinikte etrafta bolca gördüğünüz bebek yataklarıydı. Aile yatağına tamamen yandan yapışabilen üzeri cici bir perdeyle örtülü yataklar.

 

Nur Sakallı

What do DOUM families say?



Register


Register to receive news from us!

sent


This site is intended to inform visitors, it does not provide health care services. Information entered on this page should not be used for treatment without consulting a doctor.


Copyright © 2018 do-um.com | All Rights Reserved.
Artwork by Ekin Nayır
Longplay Dijital Ajans Hizmetleri Logo


doum